Toplumsal Duyarlılık ve Sorumluluk Üzerine: SMA Hastası Çocuklar ve Adaletli Yardım Sistemi
SMA hastası çocukların tedavi süreçleri ve yaşanan finansal zorluklar, uzun zamandır ülkemizin en acı gerçeklerinden biri olmaya devam ediyor. Bu süreçte, aileler çaresizce çare ararken, toplumun tüm kesimlerinin bu sorumluluğa ortak olmaması ciddi bir adaletsizlik ve vicdani sorumluluğun göz ardı edildiği bir tabloyu ortaya koyuyor.
Bu noktada vurgulanması gereken en önemli konu, toplumsal duyarlılığın bir tercih değil, bir zorunluluk olduğudur. Öyle ki, ülkemizde çeşitli sektörlerden elde edilen büyük gelirlerin, sosyal sorumluluk projelerine yönlendirilmesi durumunda, bu tarz sorunların çözüme kavuşturulması çok daha hızlı ve etkili olacaktır. Bugün, "cayır cayır yenen paralar" ifadesiyle eleştirilen haksız kazançlar veya adaletsiz gelir dağılımı, toplumsal yaraların derinleşmesine neden olmaktadır. Bu gelirlerin yalnızca %50’sinin bile SMA hastası çocukların tedavi süreçlerine aktarılması, sayısız ailenin çaresizlikle baş başa kalmasının önüne geçebilir.
SMA hastası çocukların anne ve babaları, haklı bir tedavi için kamuoyundan destek beklemek zorunda kalmamalıdır. Sağlık gibi temel bir hak, dilenci muamelesi görmeden sağlanmalıdır. Ancak bu konuda sadece devletin değil, iş dünyasından bireylere kadar her kesimin sorumluluk alması gerekiyor. Gelirlerin ve kaynakların daha adil bir şekilde paylaşılması, yalnızca SMA hastaları için değil, toplumsal refahı genel anlamda yükseltmek için bir zorunluluktur.
Sonuç olarak, toplumsal dayanışma ve bireysel duyarlılık, bu tarz büyük sorunların çözümünde en etkili yöntemdir. Herkesin elini taşın altına koyması, “imkanım yok” bahanesi arkasına saklanmadan harekete geçmesi gerekir. Bu sadece bir yardım değil, insani bir borçtur. Aksi halde toplum olarak geleceğimize kayıtsız kalmış ve insanlık vicdanımızı bir kenara bırakmış oluruz.



