İnsanlık Yol Ayrımında !
İnsanlık tarihi boyunca büyük yolculuklar yaptı. Mağaralardan akıllı şehirlere, ilkel araçlardan yapay zekâya kadar inanılmaz bir ilerleme kaydedildi. Ancak gelinen noktada insanlık, teknolojide ilerlerken belki de insani değerlerde geriliyor.
Günümüzde bilgiye ulaşmak saniyeler sürüyor. Herkes her şeyin farkında, ama kimse kimseye karşı gerçekten duyarlı değil. Kalabalıklar içinde yalnızlaşan birey, dijital dünyada görünürken gerçek dünyada silikleşiyor. Aile bağları zayıflıyor, dostluklar çıkara dönüşüyor, komşuluk kültürü neredeyse yok oluyor.
İnsanlar artık birbirine güvenmekte zorlanıyor. Yardım etmek, iyilik yapmak bile karşılık beklenerek yapılır hâle geldi. Vicdan, artık iç ses olmaktan çıktı; toplumsal baskıya göre şekil alıyor. Empati bir değer olmaktan çok, bir sosyal medya söylemine dönüştü.
Öte yandan dünya kaynakları hızla tükeniyor. Doğa her geçen gün biraz daha tahrip ediliyor. Savaşlar, göçler, açlık ve iklim krizi gibi küresel sorunlar karşısında kolektif bir çözüm yerine bireysel konfor tercih ediliyor. İnsanlık, kendi geleceğini tehdit eden sorunlara karşı çoğu zaman sessiz kalıyor.
Tüm bu tablo karşısında akıllara tek bir soru geliyor: Nereye gidiyor insanlık?
Belki de bu soruya verilecek en dürüst cevap, yönün kaybedildiğidir. Zira teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insanlığın rotasını belirleyen şey; vicdan, merhamet, adalet ve sevgidir.
Yön yeniden bulunabilir mi? Bu, toplumların ve bireylerin kendi iç hesaplaşmalarıyla mümkün olabilir. Belki de çözüm, çok uzağımızda değil; sadece biraz durup yeniden düşünmek gerekiyor.



