Trabzon'un Geleneksel Halk Hekimliği

Trabzon ve çevresinde kök salmış halk hekimliği, hastalıkların tedavisinden nazar ve doğaüstü etkilere kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Geleneksel yöntemler, günümüzde de yaşayan bir kültürel miras olarak varlığını sürdürüyor.

Trabzon'un Geleneksel Halk Hekimliği
Trabzon'un köylerinde, hastalıkların tedavisi için eski zamanlarda ilaç veya doktor bulmak zorlu bir işti. Bu noktada halk hekimliği devreye girerek, yöre halkına şifa kaynağı oldu. Halk hekimliği, geçmişten günümüze aktarılan bilgileri ve tedavi yöntemlerini kapsayan, kültürel bir miras olarak önemini koruyor. Trabzon'un köylerinde, hastalıkların tedavisi için eski zamanlarda ilaç veya doktor bulmak zorlu bir işti. Bu noktada halk hekimliği devreye girerek, yöre halkına şifa kaynağı oldu. Halk hekimliği, geçmişten günümüze aktarılan bilgileri ve tedavi yöntemlerini kapsayan, kültürel bir miras olarak önemini koruyor. Geleneksel halk hekimliği, Trabzon ve çevresinde, sağlık hizmetlerinin sınırlı olduğu dönemlerde, hastaların tedavi edilmesinde kritik bir rol oynamıştır. Köylerde, özellikle orta yaşlı veya yaşlı kadınlar tarafından uygulanan halk ilaçları, “kocakarı ilacı” olarak bilinir. Bu ilaçlar, uzun bir bilgi birikimi ve denemeler sonucu geliştirilmiş olup, birçok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. Halk hekimliğinde hastalık, sadece fiziksel sağlık bozuklukları değil, aynı zamanda kısırlık, nazar değmesi ve doğaüstü etkilerden kaynaklanan sakatlıkları da kapsar. Bu geleneksel tedavi yöntemleri arasında hastalık teşhisi, hastalıklardan korunma ve falcılık gibi uygulamalar da bulunur. Ebelik gibi ek hizmetler de bu kapsamda değerlendirilir. Yörede, hamsinin beyinin gelişimine yardımcı olduğuna ve kemiklerin kuvvetlenmesine katkı sağladığına inanılır. Bu nedenle, çocuklara bolca hamsi yedirilir. Ayrıca, Mayıs yedisinde toplanan yağ ve pınarlardan alınan su, "kayıp yağı" ve "kayıp suyu" olarak adlandırılır ve ilaç olarak saklanır. Yayıklara bu sudan katılması sağlanırsa, yağ tutacağına inanılır. Halk hekimliğinde çeşitli uygulamalar da bulunur. Örneğin, rüyada kısa boylu birinin sarılık hastalığının tedavisini anlatması durumunda, sabah uygulanan yöntemler hastayı iyileştirebilir. Mum veya kurşun dökme yöntemiyle rahatsızlıkların nedenleri anlaşılmaya çalışılır ve bu işlemler yeni ayda yapılır. Çocukların yürümekte gecikmeleri durumunda, bir parça bezin üzerine okunmuş toprak ve balmumu karıştırılarak beşiğe konur. Bu yöntemle çocuğun kısa sürede yürümeye başlayacağına inanılır. "Değirmen Suyuyla Olan Çocuk" adlı halk öyküsünde olduğu gibi, doğaüstü güçlere atfedilen yerler, taşlar ve sular, şifa umuduyla ziyaret edilir. Örneğin, çocuğu olmayan bir kadın, değirmenin harkından aldığı su ile çocuğa sahip olmuştur. Halk hekimliği, modern tıbbın yanına ek olarak, geleneksel şifa yöntemlerini yaşatan bir kültürel değer olarak günümüzde de varlığını sürdürmektedir