Güneş'e sahip çıkmak
Son 10 gündür Şenol Güneş isminin Bordo-Mavili ekiple anılmasıyla birlikte sistematik bir şekilde saldırıya geçen bir topluluğun yarattığı olumsuz etki hiç kuşkusuz en büyük zararı kulübe verdiğini unutmamalı. Tabii ki hakaret derecesine varmadan eleştiri haktır. Ancak Avrupa’dan elenmiş ligin ilk iki haftasında aldığı sonuçlarla gelecek adına karamsar bir hava oluşturmuş bir takımı daha da aşağıya çekmek kimseye fayda sağlamaz. O nedenle diyorum ki bu topluluk kinini, öfkesini ve hesabını bir kenara bırakmalı Güneş’e sahip çıkmalı. Bu kulüpte ‘Beşiktaşlı olmaktan onur ve gurur duyuyorum. Sevgisini iliklerime kadar hissediyorum’ diyen Samet Aybaba, Rıza Çalımbay ve Ziya Doğan hocalık yapmadı mı? Onlar bu kulüp için Şenol Güneş’ten daha mı değerliydi? Siz ne kadar Güneş’i aşağıya çekmeye çaba harcasanız da Trabzonspor efsanesinin doğuşunda baş rol üstlenen Güneş’i batıramazsınız. Bordo-Mavili ekip şuanda Anadolu beyi olduysa, İstanbul hegemonyasını sona erdirip 4. büyük rütbesini aldıysa gelinen noktada Güneş’in katkısını kimse inkar edemez. Sözün özü şu; ‘ Spor’da söz konusu Trabzonspor’sa gerisi teferruattır’ deyip geçmişe sünger çekilmeli, yeni bir sayfa açılmalı. FATİH TEKKE’NİN DE SIRASI GELECEK Her yerde her şartta göğsünü gere gere Trabzonsporluluğundan gururla bahseden hayalinin bir gün Bordo-Mavili takımı çalıştırmak olduğunu dile getiren Fatih Tekke bugün olmasa da yarın takımın başına geçecektir. Bana göre Şenol Güneş’ten sonra bu ihtimal gerçekleşecek. Çünkü taraftar onu istiyor, takımın başında görmeyi arzuluyor. Şenol Güneş ile Fatih Tekke’yi karşı karşıya getirerek bu iki büyük değere zarar vermeyin. Dediğim gibi Fatih Tekke ile bir gün yolları elbette kesişecek. Fatih Tekke yine uzaktan Trabzonspor’u sevmeye devam etsin. Bu sevginin karşılığı elbette olacaktır.
Son 10 gündür Şenol Güneş isminin Bordo-Mavili ekiple anılmasıyla birlikte sistematik bir şekilde saldırıya geçen bir topluluğun yarattığı olumsuz etki hiç kuşkusuz en büyük zararı kulübe verdiğini unutmamalı. Tabii ki hakaret derecesine varmadan eleştiri haktır. Ancak Avrupa’dan elenmiş ligin ilk iki haftasında aldığı sonuçlarla gelecek adına karamsar bir hava oluşturmuş bir takımı daha da aşağıya çekmek kimseye fayda sağlamaz. O nedenle diyorum ki bu topluluk kinini, öfkesini ve hesabını bir kenara bırakmalı Güneş’e sahip çıkmalı.
Bu kulüpte ‘Beşiktaşlı olmaktan onur ve gurur duyuyorum. Sevgisini iliklerime kadar hissediyorum’ diyen Samet Aybaba, Rıza Çalımbay ve Ziya Doğan hocalık yapmadı mı? Onlar bu kulüp için Şenol Güneş’ten daha mı değerliydi? Siz ne kadar Güneş’i aşağıya çekmeye çaba harcasanız da Trabzonspor efsanesinin doğuşunda baş rol üstlenen Güneş’i batıramazsınız. Bordo-Mavili ekip şuanda Anadolu beyi olduysa, İstanbul hegemonyasını sona erdirip 4. büyük rütbesini aldıysa gelinen noktada Güneş’in katkısını kimse inkar edemez. Sözün özü şu; ‘ Spor’da söz konusu Trabzonspor’sa gerisi teferruattır’ deyip geçmişe sünger çekilmeli, yeni bir sayfa açılmalı.
FATİH TEKKE’NİN DE SIRASI GELECEK
Her yerde her şartta göğsünü gere gere Trabzonsporluluğundan gururla bahseden hayalinin bir gün Bordo-Mavili takımı çalıştırmak olduğunu dile getiren Fatih Tekke bugün olmasa da yarın takımın başına geçecektir. Bana göre Şenol Güneş’ten sonra bu ihtimal gerçekleşecek. Çünkü taraftar onu istiyor, takımın başında görmeyi arzuluyor. Şenol Güneş ile Fatih Tekke’yi karşı karşıya getirerek bu iki büyük değere zarar vermeyin. Dediğim gibi Fatih Tekke ile bir gün yolları elbette kesişecek. Fatih Tekke yine uzaktan Trabzonspor’u sevmeye devam etsin. Bu sevginin karşılığı elbette olacaktır.



